3. POLİÇE
Poliçe daha çok uluslar arası ticarette ve bankaların taraf olduğu borç ilişkilerinde
kullanılan bir senettir. Poliçede de aynı çekte olduğu gibi üçlü bir ilişki söz konusudur.
Poliçenin Tanımı:,
Poliçe belirli bir kişi emrine, diğer bir kişiye verilen ödeme yetkisini kapsayan bir
senettir. Senedi düzenleyen (keşideci), üçüncü bir kişiye (muhatap) poliçede gösterilmiş olan
diğer bir şahsa (lehdar) veya onun emrühavalesine, senette belirtilen vadede belirli bir
meblağı ödeme emrini, kanunun aradığı şekil şartlarını yerine getirmek kaydıyla yöneltir.
Poliçeyi düzenleyenin (keşideci) hem muhatapla hem de lehdarla ilişkisi vardır. Keşidecinin
muhataptan alacağı, lehdara da borcu vardır. Keşideci poliçe düzenleyecek ve muhatabın da
kabul etmesiyle aradan çekilmekte, muhataptan kendisine olan borcundan poliçede yazdığı
tutar kadarını kendisinin borcu olan lehdara ödemesini istemektedir. Poliçe keşideci
tarafından düzenlenip, vadesinde lehdara ödeneceğine dair muhatabın onayı alınmak üzere
muhataba gönderilir. Muhatap poliçeyi kabul edince "kabul edilmiştir" notunu yazarak
imzalar. Poliçe muhatap tarafından lehdara gönderilir. Poliçenin vadesi geldiğinde lehdar
poliçeyi muhataba ibraz ederek senet tutarını tahsil eder. Lehdar poliçeye "Tahsil ettim" notu
yazarak imza eder ve poliçeyi muhataba verir.
-Özel Şartlar:
Kıymetli evrak niteliğinde bir senet olan bono, özel şekil şartlarına tabidir. Bonodaki
şekil şartları TTK’nın 688.maddesinde düzenlenmiştir. Bu şartlar şunlardır:
Poliçe Kelimesi:
Senet metninde, poliçe kelimesinin ve eğer Türkçe’den başka bir dil ile yazılmışsa o
dilde poliçe karşılığı olarak kullanılan kelimenin bulunması gerekir.
Belirli Bir Tutar:
Poliçe belirli bir bedelin ödenmesi hususunda kayıtsız ve şartsız havaleyi içermelidir.
Belirli bir tutarın anlamı poliçe bedelinin nakit para ile ödenmesi anlamına gelmektedir. Eğer
poliçede rakamla yazılan tutar ile yazı ile yazılan tutar arasında bir fark varsa kanunen yazılı
kısımdaki tutar geçerlidir.
Poliçede faiz şartı dışında herhangi bir şart konulamaz. Bir olaya veya şarta bağlanmış
poliçeler geçersizdir.
Muhatabın Adı ve Soyadı:
Poliçenin üzerine birden fazla muhatap yazılabilir. Bunların hepsinin ayrı ayrı kabul
etmeleri gerekir. Böyle bir durumda her bir muhatap “hamil”e (alacaklıya) karşı müteselsilen
(zincirleme) sorumlu olurlar. Keşideci bizzat kendi üzerine poliçe keşide edebilir.
. Vade:
Vade zorunlu şart değildir. Vade yazılmamışsa görüldüğünde ödenecek vadeli poliçe
sayılır. Dört tür vade vardır:
- Belirli Günde: Belli bir takvim tarihi gösteren vadedir. Örneğin 15 Mayıs 2006 gibi.
- Keşide tarihinden belirli bir süre sonra: “Düzenlenmesinden 60 gün sonra” veya
“keşide tarihinden 91 gün sonra” gibi vadeler bu guruba girer. Bu tür vade,
poliçenin düzenlenmesindenbelli bir süre sonra gerçekleşmekte ve düzenleme
tarihine göre belirlenmektedir. Sürenin hesaplanmasında, sürenin başladığı gün
(Poliçenin düzenlendeği gün) hesaba katılmaz.(TTK.Md.665)
- Görüldüğünde ödenecek: Poliçeye vade konmamışsa görüldüğünde vadeli
olduğu kabul edilir. (TTK.Md.584.2) “Görüldüğünde “ vadeli olan veya
görüldüğünde vadeli sayılan poliçe, muhataba ibrazında ödenmesi gerekir. İbraz
süresi ise, poliçenin düzenlenmesinden itibaren 1 yıldır. (TTK.Md.661).
Keşideçi bu süreyi uzatabilceği gibi, kısaltabilir.Bu gibi vadeli poliçelerde,
hamil kural olarak bir yıllık ibraz süresi içinde dilediği gün poliçeyi ödenmek
üzere muhataba ibraz eder.Doğal olarak ”dilediği gün” iş günü olmalı ve ibraz
iş saatleri içinde gerçekleşmelidir.
- Görüldüğünden belli bir süre sonra: Poliçeye “görüldüğünden 61 gün sonra”
gibi bir vâde de konulabilir. Bu takdirde de, poliçenin vâdesi, belirgin değildir.
- Vâdenin kesinleşmesi için, bu poliçenin ilk önce muhataba kabul için ibrazı
kesin olarak zorunludur. Poliçe muhatap tarafından kabul edilirken, ayrıca kabul
tarihi de yazılır ve bu tarihten sonra poliçede öngörülen sürenin geçmesi ile
vâde gelmiş olur. Muhatap, poliçeyi kabul etmiş, ancak kabul tarihini yazmamış
ise, hâmil kabul tarihini tespit için noterce “Tarih Tespit Protestosu” keşide etmelidir.
Lehtar(Alacaklı):
Poliçe kime veya kimin emrine ödenecekse onun ismi yer almalıdır. Poliçede lehtarın
isminin gösterilmesi zorunludur. Çünkü poliçe hamiline yazılı düzenlenemez.
Keşide Yeri ve Tarihi:
Keşide tarihi mutlaka olmalıdır. Aksi halde geçersizdir. Keşide yeri, alternatifli şekil
şartıdır. Keşide yeri belirtilmemişse keşidecinin adının yanında yazılı yer keşide yeri olarak kabul edilir.
- Poliçede Keşidecinin Sorumluluğu:
Keşideci düzenleyip imzaladığı poliçeyi lehdara ve poliçenin diğer hamillerine karşı
sorumlu olur. Poliçe herhangi bir sebeple keşidecinin elinden çıkmışsa keşideci teslimdeki
noksanlığı bilmeyen veya bilmesi gerekmeyen hamile karşıda sorumludur (TTK, 598; MK,
903).Keşidecinin sorumluluğu, poliçenin kabul edilmemesi ve ödenmemesi hususlarını da
kapsamaktadır (TTK, 591).Keşideci kendisinin poliçenin ödenmeme halindeki
sorumluluktan muaf olduğunu gösteren kayıtları poliçeye koyamaz (TTK, 591).
Poliçe Düzenlenmesi:
Poliçe düzenlenirken şekil şartlarına uyulması gerekir. Ayrıca özellikle rakam
yazılırken dikkatli olmalı ve kurallara uygun düzenlenmelidir.
Ciro İşlemleri:
Poliçede devir ciro ve alacağın temliki hükümlerine göre yapılır.
3.4.1. Temlik(Bir Hakkın Başkasına Geçirilmesi)
Poliçe kanunen emre yazılı kıymetli evraktır. Fakat iradi veya kanun hükmü gereği
olarak nama yazılı senet haline dönüşebilir. Temlik beyanı poliçeden ayrı bir kağıt üzerine
konulabileceği gibi, poliçe üzerine de yazılabilir (TTK, 599-II).İkinci halde temlik şerhi ciro
sayılır.Emre yazılı bir senedin temlik yolu ile devri, bir temlik sözleşmesine dayanır ve
devredenin yerini, senedini devralan alır.
3.4.2. Ciro
Poliçe, emre yazılı senet olarak alacağın temlikinden çok ciro ve teslim yoluyla
devrolunur. Bu kaide poliçe açıkça emre yazılı olmasa dahi uygulanır. Cironun, poliçe veya
poliçeye ekli ''alonj''denilen bir kağıt üzerine yazılması ve ciranta (ciro eden kişi) tarafından
imzalanması gerekir. Genellikle ciro senedin arka tarafına yazılmaktadır. Ancak, beyaz
cironun poliçenin arka tarafına yazılması şartı vardır. Uygulamada, ciro; poliçenin arka
yüzüne, kabul ve aval ise; poliçenin ön yüzüne yapılır. Ciro, tam ve beyaz olmak üzere iki
şekilde yapılabilir.
Ø Tam ciro: Tam ciroda, ciranta poliçeyi ciro edeceği kimsenin adını, soyadını ve
ödeyiniz ibaresini yazar ve imzalar.
Ø Beyaz (açık) ciro: Beyaz ciroda, ciranta, poliçenin arka yüzüne sadece ödeyiniz
ibaresini yazar ve imzalar.
3.4.3. Ciroların Sınıflandırılması
Ø Temlik cirosu: Temlik cirosu ile poliçeden doğan bütün haklar ciro edilene
geçer, ancak bu hakların devri için sadece ciro yeterli değildir. Ayrıca poliçenin
de teslimi gerekir. Cironun üzerinde ''bedeli teminattır'' veya ''tahsil içindir'' gibi
kayıtların bulunmaması halinde, yapılan ciro temlik cirosu hükmünde sayılır.
Bankalar, cironun ''... bankası emrine ödeyiniz. Bedeli alınmıştır.'' şeklinde bir
kayıtla kendi emirlerine yapılmasını isterler. Bu şekilde ciroya ''temlik cirosu''denir.
Ø Tahsil cirosu: Poliçe bedelinin bir başka kimse tarafından tahsil edilmesini
sağlamak amacıyla yapılan ciroya ''tahsil cirosu'' denir. Ciro, ''bedeli tahsil
içindir'', ''kabz içindir'', ''vekaleten'' deyimlerini veya sadece vekalet vermeyi
ifade eden herhangi bir kaydı taşırsa hamil, senetten doğan bütün hakları
kullanabilir, fakat o senedi ancak tahsil cirosu şeklinde tekrar ciro edebilir.
Ø Rehin cirosu: Ciro, '' bedeli teminattır'', ''bedeli rehindir'' gibi bir kaydı
taşırsa, hamil poliçeden doğan bütün hakları kullanabilir. Ancak, kendisi
tarafından yapılan ciro, tahsil cirosu hükmündedir. Senetten sorumlu olanlar,
kendileriyle ciranta arasında doğrudan doğruya mevcut olan ilişkilere dayanan
itirazları, hamile karşı ileri süremezler (bankanın poliçeyi devralırken bilerek
borçlunun zararına davranması hariç).
3.5. Tahsil Ve Takip İşlemleri
3.5.1. Poliçenin Teslimi
Ciro ve teslim sonucunda poliçeden doğan bütün haklar devradilmiş olur (TTK,
596).Bir poliçeyi elinde bulunduran kimse son ciro beyaz ciro olsa dahi kendi hakkı
müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Poliçe
herhangi bir surette hamilin elinden çıkmış bulunuyorsa yeni hamil ancak poliçeyi kötü
niyetle taksip etmiş olduğu veya iktisabında ağır bir kusur bulunduğu takdirde o poliçeyi
geri vermekle yükümlüdür (TTK, 598).
3.5.2. Poliçenin Kabulü
Muhatabın poliçeyi kabul etmek mecburiyeti yoktur. Poliçeyi kabul edip etmemek,
Kambiyo hukuku bakımından muhatabın iradesine bırakılmıştır. Muhattap, poliçeyi kabul
etmekle bedelini vadesinde ödemeyi kabul etmiş olur (TTK, 610-I).
3.5.3. Poliçenin Ödenmesi
Poliçeyi kabul eden muhatap öderken hamil tarafından bir ibra şerhi yazılarak
poliçenin kendisine verilmesini isteyebilir. Kısmi ödeme halinde muhatap bu ödemenin
poliçe üzerinde işaret edilmesini ve kendisine bir makbuz verilmesini isteyebilir (TTK, 621- II)
3.5.4. Aval
Ticari senetlerde, ödemeden sorumlu olanların ödememesi durumunda üçüncü bir
kişinin alacaklılara senet bedelini ödeyeceğine ilişkin verdiği güvenceye aval denir.
Aval şekil bakımından asıl borca bağlı olmakla birlikte maddi bakımdan tamamen
bağımsız bir banka taahhüdüdür. Aval, poliçe borçluları veya üçüncü bir şahıs tarafından
verilebilir (TTK, 658-II).Aval veren kimse senedin ödenmesini garanti ettigi için poliçenin
dolaşımı kolaylaşmakta ve ödemeyi kefil olarak taahhüt eden bankanında lüzumsuz
protestolarla karşılaşmasını önlemektedir. Bir bankaya aval veren banka borçlunun riskini
üstlendiğinden müşterisi için kredi limiti saptamak zorundadır.
3.5.5. Poliçenin Nüshaları ve Suretleri
Poliçe kaide olarak tek nüsha halinde düzenlenir. Ancak, bu tek nüshanın kaybolması
durumunda doğacak sorunları önlemek ve yeni olanaklar temini amacıyla poliçenin
çoğaltılması kabul edilmiştir. Poliçe çoğaltma işlemi poliçeyi birden fazla nüsha olarak
keşide etmek veya poliçenin suretlerini çıkarmak şeklinde yapılmalıdır.
KAYNAK:www.megep.meb.gov.tr
Yorumlar
Yorum Gönder